Kollajen dolgular artık çok trend bir yüz gençleştirme yöntemi. Bu durumda şöyle bir tehlike ortaya çıkıyor… Her yerde çeşitli fiyat skalasında dolgu markaları! Hangisi doğru ve güvenilir peki? Biz bunu nasıl anlarız?
Bu dolguların üreticileri nerede, kim? Bu dolgular hangi ülkelerde hangi sertifikasyonlardan geçmiş? Bu dolgu markasının tüketici için en iyisi olduğunu nasıl anlayacağız? Neyi takip edeceğiz?
Öncelikle bilmediğimiz, bize markası, menşei ve onayları açıklanamayan hiçbir dolguyu cildimize değdirmiyoruz. Bu konuya çok önem veriyorum çünkü her geçen gün daha fazla estetik kazaları ve facialarını duyuyoruz. Estetik uygulamalara karşı artık daha bilinçliyiz. Araştırıyoruz, öğreniyoruz. Bu bilgilere çok önemli birkaç not eklemek istiyorum.
Kollajen dolgularda marka neden önemli?
Evet önemli çünkü kollajen (hyaluronik asit dolgular) dolgular yüzümüzün gençleştirilmesinde, restorasyonunda, yaşlanma karşıtı uygulamalar içerisinde çok önemli bir yere sahip ve ben bir plastik cerrah olarak bu önemli yaşlanma karşıtı uygulamayı severek yapıyorum.
Ama her sağlık uygulamasında olduğu gibi bu tip işlemlerin de tıbbi uygulamalar olması nedeniyle, bir doktor tarafından yapılıyor olmasının yanı sıra aynı zamanda kullanılan ürünlerin de güvenilirliği sizin açınızdan ve uygulamanın etkinliği açısından çok önemli.
Benim, duyduğunuz magazin haberlerinden de aşina olduğunuz bazı dikkat edilmesi gereken önemli hususlara değinmek istemem, işte nadir de olsa başınıza gelebilecek ve sonrasında size kâbus yaşatacak senaryolardan olabildiğince kaçınmanızı sağlamak için.
Hadi başlayalım!
Bu tip medikal ürünler üretildikleri ülkede ya da kıtada üretilme süreçlerinin ta başından, kullanılan materyallere; paketlenmesinden, ucundaki iğnenin kalınlığına kadar belli bazı kurallar açısından sağlık otoritelerinin denetiminden geçmek zorunda. Bu denetimler bu tip ürünlerin güvenilirlik standardını belli seviyelerde tutmaya yönelik yapılıyor.
İster Amerika’da ister Avrupa’da üretilsin üreticiler hep bu süreçleri takip etmek zorunda.
Bu üretim standartları aynı ilaçlarda olduğu gibi belli maliyetler karşılanarak yapılıyor, yani çok ucuz bir dolgu uygulaması ile karşılaştığınızda, bu üretim maliyetlerinin atlandığı ya da denetim zincirinin doğru yapılmadığı bir üretim sürecinden geçmiş ürün olabileceği sorusunu kendimize sormalıyız. Her ne kadar ürünlerin marka ürünleri olduğu iddia edilse de bu yollara başvuranların kopya ürün de üretebileceğini aklınızda tutmanızda fayda var.
Bu tip medikal ürünlerin saklanması ya da taşınması da belli standart işlemler altında ve gözetiminde olmalı. Sonuçta laboratuvarda üretilmiş ürünler. Size “bu ürün Hindistan’dan geldi, Çin’den geldi onun için Türkiye’de yok ya da pahalı” gibi sözler söyleyenler için de aklınızda şüphelerin oluşması lazım.
Bir medikal ürünün bir ülkede üretilebiliyor olması sizin ülkenizde kullanılabiliyor olması anlamına gelmemeli.
Bazı ülkelerde üretilen ürünler Avrupa’da, Amerika’da ya da Türkiye’deki sağlık kriterlerini karşılamıyor olabilir.
Size “bu ürün Çin’de, Pakistan’da, Hindistan’da, Tayvan’daki en büyük dolgu üreticilerinden birinde üretildi şöyle kaliteli böyle kaliteli” denmesinin aslında hiçbir güvenilirliği yoktur. Ve belki de o ürün üretildiği o ülkede de çok problemlere yol açmış olabilir ama ülkenin sosyolojik, ekonomik ya da siyasi iklimi hem bu problemlerden haberdar olmanızı engellemiş olabilirler hem de bu tip düzenlemeler için daha yıllara ihtiyacı olan ülkeler konumunda bulunuyorlar yani güvenilirlikleri sorgulanıyor.
Benim bu önemsediğim başlıkları sizler diğer ürünler için de uygulayabilirsiniz.
Mesela diğer ürünler örnek mezoterapiler, botulinum toxin ürünleri, cerrahi işlemlerde kullanılan implantlar vs vs…..
Ben bu tip ayrıntılara yaptığım uygulamalar ve ameliyatlarda çok dikkat ediyorum. Sizler de lütfen size ne yapıldığını, kimin hangi uzmanlıkla yaptığını, ürünün nerede yapıldığını önemseyin.
Sağlıkla ve güzellikle kalın. Haftaya görüşmek üzere…